sybil

bir alt başlık olasılığı olarak "vestiyere bırakmak istediğim ıslak üstlüğüm: "ikiye bölünen vikont"".

bu gönderinin ilk başlığı üzerinden ruh halimin üstünkörü arkeolojisi: istemlerimle arasında sıkışıp kaldığım için sıkıntı ve edilgenliğimin faili, zavallı "görev"... vicdanımın pataklayıcısı... itiraf etmem gerekiyor ki şu yazımı dahi sana borçluyum, teşekkürler ve lanet olsun sana!

"...insanların “görevi” dediğimiz şeylerle, ahlaki sorumlulukları dediğimiz şeyler arasında bir ayrım yapmamız gerekiyor. Görevleri, yani toplumsal kurumların bu insanlara zaman ve olanak sağlamasının nedeni, bu olanakları kullanarak iktidara ve otoriteye destek sağlamaları ve doktriner yönetimi hayata geçirmeleridir. Diğer insanların dünyayı mevcut otorite ve ayrıcalıkları destekleyecek şekilde kavramalarını sağlamak için çalışabilirler. Onların görevi budur. Eğer görevlerini yerine getirmeyi bırakırlarsa kendilerini entelektüel işlere adama fırsatını kaybederler. Diğer yandan, ahlaki sorumlulukları tamamen farklıdır ve aslında bunun tam tersidir. Ahlaki sorumlulukları, hakikati anlamaya çalışmak, dünyaya ilişkin bir kavrayışa ulaşmak için başkalarıyla birlikte çalışmak, bunu diğer insanlara aktarmaya çalışmak, onların da kavramasına yardım etmek ve yapıcı eylem için zemin oluşturmaktır. Onların sorumluluğu da işte bunlardır. Ancak burada bir çatışma söz konusudur elbette. Eğer sorumluluklarınızı yerine getirirseniz, entelektüel faaliyetleri sürdürmek için sahip olduğunuz ayrıcalıkları kaybedebilirsiniz."

noam chomsky, entelektüellerin sorumluluğu (michael albert ile söyleşi)

Hiç yorum yok:

ısıkaybı

Fotoğrafım
yalnızlık ürpertmez, ürperten ısıkaybıdır.