çiğ süt

Aslında eski bir haber. 26.07.2011 tarihinde boyalı basının manşetleri arasında yer almıştı (http://www.internethaber.com/kedinin-bacaklarini-kesip-hasladilar-361688h.htm). Aradan onca zaman geçtikten sonra buraya da eklemeliyim dedim:

Unutmuşuz ya da hiç öğrenmemişiz bile: Walter Benjamin'e göre yirminci yüzyılda yaşadıklarımızın hala nasıl mümkün olduğuna şaşmak, felsefi bir bakış değildir ve bu şaşkınlık bizi, tek bir bilgiye götürür: kaynaktaki tarih anlayışının elle tutulur bir tarafı olmadığı. Ne diyor o tarih ki size insanın kamil olduğunu düşünüyorsunuz? Belki de o bacakları kesip yediler bile ve kanamayı durdurmak için de o bulanık, ahmak, sarhoş kafayla kedi ölmesin bari diye haşlayıp (dağlamak yerine) bıraktılar.

Yargılayalım tabi, akıl almazlığı gördüğümüz heryerde yapmak zorunda olduğumuz gibi. Ama bunu yapanın insan olamayacağı iddiasında da bulunmayalım. Zira eğer bunu söylersek birileri aklımızdan ya da farkındalığımızdan şüphe duyabilir. İnsan bu ki!

not: eksisozluk'ten vulpius şöyle yazmış: "çiğ süt, insanın entelektüel seviyesinden değil, biyolojik dünyasındandır. anne, nasıl ürettiğinden haberi bile olmadan, kendisine bile sorulmadan bu maddeyi üretmiştir. (bkz: türün iradesi) ve bu madde, çocuğun edindiği ilk bilgidir; donanımına işlenecek olan bilgi. (yasak elmayı mı çağrıştırdı?) hiç bir entellektüel süzgeçten geçmeden kazanılan bu bilgi, en alt basamaktan, biyolojik düzeyden gelir. bu nedenle, çiğ süt, insana insan olmamaklığını, hayvaniliğini çağrıştırır. çiğ süt ile gelen bu a priori bilgiyi edinen, yani "çiğ süt emmiş" olan insanoğlu, içinde bir hayvanın ahlakdışılığını barındıran potansiyel bir vahşidir!"

Hiç yorum yok:

ısıkaybı

Fotoğrafım
yalnızlık ürpertmez, ürperten ısıkaybıdır.